Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
kötü etmek
"kötü etmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
kötü etmek
get to
f.
2
Öbek Fiiller
kötü etmek
get to
f.
"kötü etmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
tenezzül etmek (kötü bir şey yapmaya)
sink
f.
2
Genel
iyi kötü idare etmek
muddle along
f.
3
Genel
tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya)
entice
f.
4
Genel
kötü yola sevk etmek
misguide
f.
5
Genel
kötü telaffuz etmek
slur
f.
6
Genel
kötü idare etmek
misgovern
f.
7
Genel
kötü yola sevk etmek
debauch
f.
8
Genel
kötü emellerine alet etmek
abuse
f.
9
Genel
kötü idare etmek
mishandle
f.
10
Genel
kötü idare etmek
mismanage
f.
11
Genel
ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya)
entice
f.
12
Genel
iyi kötü idare etmek
muddle on
f.
13
Genel
kötü idare etmek
misconduct
f.
14
Genel
kötü yola sevk etmek
lead somebody up the garden path
f.
15
Genel
kötü malzeme ile bina etmek
jerry-build
f.
16
Genel
daha kötü etmek
make worse
f.
17
Genel
kötü şartlar altında mücadeleye devam etmek
struggle along under these poor conditions
f.
18
Genel
kötü bir şeye teşvik etmek
enveigle
f.
19
Genel
kötü bir şeye teşvik etmek
inveigle
f.
20
Genel
kötü muamele etmek
maltreat
f.
21
Genel
kötü muamele etmek
maletreat [obsolete]
f.
22
Genel
(kağıt ) kötü yazıyla berbat etmek
blot [obsolete]
f.
23
Genel
kötü şekilde inşa etmek
misbuild
f.
24
Genel
kötü şekilde inşa etmek
misconstruct
f.
25
Genel
kötü şekilde idare etmek
miscook [scotland]
f.
26
Genel
kötü şekilde kopya etmek
miscopy
f.
27
Genel
kötü ifade etmek
misphrase
f.
28
Genel
(kendini) kötü ifade etmek
misspeak
f.
29
Genel
kötü idare etmek
mousle
f.
30
Genel
kötü muamele etmek
burn
f.
31
Genel
kötü yola sevk etmek
debosh
f.
32
Genel
kötü kokuyu yok etmek
deodourise [uk]
f.
33
Genel
daha kötü etmek
disimprove
f.
34
Genel
kötü yola sevk etmek
infect
f.
35
Genel
kötü ilan etmek
comminate
f.
36
Genel
kötü emellere alet etmek
prostitute
f.
Phrasals
37
Öbek Fiiller
(bir girişim iyi veya kötü yönde) seyir etmek
come out on something
f.
38
Öbek Fiiller
birine kötü davranmak/zarar vermek/kötülük etmek
mess someone over
f.
39
Öbek Fiiller
birinin bulunduğu kötü bir durumdan çıkmasına yardım etmek
raise someone from something
f.
40
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) kötü muamelesine tahammül etmek
take from (someone or something)
f.
41
Öbek Fiiller
birine kötü bir yer tahsis etmek
relegate someone to something
f.
42
Öbek Fiiller
(kötü bir şey) empoze etmek
bring down
f.
43
Öbek Fiiller
(birinin) kötü/basit zevklerine, vahşice düşüncelerine hitap etmek
pander to (one)
f.
Idioms
44
Deyim
bir şeyi berbat etmek/çok kötü yapmak
make a dog's breakfast of something
f.
45
Deyim
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek
have one's wicked way with somebody
f.
46
Deyim
birine kötü etmek
do somebody no favours
f.
47
Deyim
birine kötü etmek
not do somebody any favours
f.
48
Deyim
kötü etkisi uzun süre devam etmek/sürmek
cast a long shadow
f.
49
Deyim
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek
have your way with somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
50
Deyim
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek
have your wicked way with somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
51
Deyim
(şaka yollu) birini kötü emellerine alet etmek
have your (wicked) way with somebody [old-fashioned] [humorous]
f.
Medical
52
Medikal
kötü prognoza işaret etmek
indicate a poor prognosis
f.
53
Medikal
kötü prognozu işaret etmek
be an indicator of poor prognosis
f.
54
Medikal
kötü prognozu işaret etmek
indicate a poor prognosis
f.
Slang
55
Argo
saldırarak kasten veya kötü niyetle yok etmek
trash
f.
Modern Slang
56
Modern Argo
sonra da 20 dolar buldum (sıkıcı/kötü bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
and then I found 20 dollars
expr.
57
Modern Argo
sonra da 5 dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
and then I found 5 dollars
expr.
58
Modern Argo
sonra da beş dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
and then I found five dollars
expr.
59
Modern Argo
sonra da on dolar buldum (sıkıcı/kötü/anlamsız bir hikayeyi bitirirken hikayeye ilginçlik katmak için/alay etmek için eklenen alakasız bir cümle)
and then I found ten dollars!
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kötü etmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy